İkinci şekliyle, yani, bir üretim biçimi olarak sanata sahip çıkılması ise, kapitalist toplumlarda bir meta haline gelmiş olan sanata sahip çıkılması anlamına gelir. Böyle bir şeyse, hiç kuşkusuz, sanatın üretilmesi ve pazarlanması koşullarını da içine alır. Sanatsal üretim araçlarına sahiplik, sonunda sanatın kendisine de sahipliği getireceği gibi; piyasa koşullan içinde bir kâr mekanizması olarak işletilmesini de getirir. Nitekim, bugün için kapitalist toplumlarda bir «kültür endüstrisinin kurulmuş olduğu da herkesin bildiği gerçeklerdendir. Azgelişmiş kapitalist bir ülke olarak bizde de böylesine bir kültür endüstrisi ya da piyasası, hiç kuşkusuz, devletçiliğin yaşamdan elini gittikçe çekmesi ya da etkinliğini yitirmesi sürecine koşut bir şekilde oluşmuştur. Bir başka deyişle, önceleri sanat alanını kendilerine kârlı görmeyen kapitalist kuruluşlar, artık kârlı da görmeye başlamış bulunmaktadırlar.
13 ve üzeri her yaş grubu bireylere hitap eden hobi yağlıboya kurslarımız devam etmektedir. Hobi resim kurslarımıza 12 ay boyunca, istenilen tarihte başlanabilmektedir. Yağlıboya kurslarına sıfır çizimle başlanabilir. İstek ve istikrarla çok güzel yağlıboya tablolar yapılabilmektedir.
Çocuklara Yönelik Yağlı Boya Kurslarımız Devam Etmektedir. Yaz Uygulaması Ve Kış Uygulamaları Şeklindedir. Kış Ayında Eylülde Başlayıp Mayısta Biten ve Haziranda Başlayıp Eylül de Biten Farlı İki Grubumuz Vardır
Güzel Sanatlar Fakültelerinde Okuyan Öğrenciler İçin Takviye Kursları Vermekteyiz. İsteyenler Okul Bittikten Sonra Yaz Dönemleri de Yada Kış Döneminde Derslerimize Katılabilmektedir.
İkinci şekliyle, yani, bir üretim biçimi olarak sanata sahip çıkılması ise, kapitalist toplumlarda bir meta haline gelmiş olan sanata sahip çıkılması anlamına gelir. Böyle bir şeyse, hiç kuşkusuz, sanatın üretilmesi ve pazarlanması koşullarını da içine alır. Sanatsal üretim araçlarına sahiplik, sonunda sanatın kendisine de sahipliği getireceği gibi; piyasa koşullan içinde bir kâr mekanizması olarak işletilmesini de getirir. Nitekim, bugün için kapitalist toplumlarda bir «kültür endüstrisinin kurulmuş olduğu da herkesin bildiği gerçeklerdendir. Azgelişmiş kapitalist bir ülke olarak bizde de böylesine bir kültür endüstrisi ya da piyasası, hiç kuşkusuz, devletçiliğin yaşamdan elini gittikçe çekmesi ya da etkinliğini yitirmesi sürecine koşut bir şekilde oluşmuştur. Bir başka deyişle, önceleri sanat alanını kendilerine kârlı görmeyen kapitalist kuruluşlar, artık kârlı da görmeye başlamış bulunmaktadırlar.
İkinci şekliyle, yani, bir üretim biçimi olarak sanata sahip çıkılması ise, kapitalist toplumlarda bir meta haline gelmiş olan sanata sahip çıkılması anlamına gelir. Böyle bir şeyse, hiç kuşkusuz, sanatın üretilmesi ve pazarlanması koşullarını da içine alır. Sanatsal üretim araçlarına sahiplik, sonunda sanatın kendisine de sahipliği getireceği gibi; piyasa koşullan içinde bir kâr mekanizması olarak işletilmesini de getirir. Nitekim, bugün için kapitalist toplumlarda bir «kültür endüstrisinin kurulmuş olduğu da herkesin bildiği gerçeklerdendir. Azgelişmiş kapitalist bir ülke olarak bizde de böylesine bir kültür endüstrisi ya da piyasası, hiç kuşkusuz, devletçiliğin yaşamdan elini gittikçe çekmesi ya da etkinliğini yitirmesi sürecine koşut bir şekilde oluşmuştur. Bir başka deyişle, önceleri sanat alanını kendilerine kârlı görmeyen kapitalist kuruluşlar, artık kârlı da görmeye başlamış bulunmaktadırlar.