Tarihin toplumsal üretim tarzı ve gelişmesi ile birlikte alınışı, hiç kuşkusuz, bizi geçmişin değerleriyle daha sağlıklı ilişkiler kurmaya götürmüş; «kültür mirası» sorununu yeni bir biçimde gündeme getirmiştir. Burada tek tek örnekler vermek yerinde, bu dönemin ilk kez geçmişle hesaplaşma dönemi olduğunu söyleyebilirim. Gerek tarih, ekonomi, toplumbilim ve felsefe, gerek sanat alanında pek çok ürün bu çabanın sonucudurlar. Hemen belirteyim, «kültür mirası», geçmişin kültür değerlerinin özümlenmesi olduğu kadar; kültür sürekliliğinin de ayrılmaz bir parçasıdır. Bir başka deyişle, ,kültür mirası, geçmişin kültürünün bugünün tarihsel gelişimine katılan öğelerinin, yani, toplumu ileriye doğru zenginleştirerek dönüştürmeyi amaçlayan öğelerinin özümlenmesidir. Bence, bu nedenle, geçmiş kültürümüz ve toplumun özellikleriyle daha sağlıklı bağlar kurulması demek, ileriye yönelik daha sağlıklı bir kültürün ve toplumun özelliklerinin oluşturulması demektir. Ancak böylesine bir kültür mirası anlayışı bilimsel nesnellikle, yani, toplumu dönüşüme uğratma süreci demek olan tarih bilinci ve anlayışıyla bağdaşabilir.
13 ve üzeri her yaş grubu bireylere hitap eden hobi yağlıboya kurslarımız devam etmektedir. Hobi resim kurslarımıza 12 ay boyunca, istenilen tarihte başlanabilmektedir. Yağlıboya kurslarına sıfır çizimle başlanabilir. İstek ve istikrarla çok güzel yağlıboya tablolar yapılabilmektedir.
Çocuklara Yönelik Yağlı Boya Kurslarımız Devam Etmektedir. Yaz Uygulaması Ve Kış Uygulamaları Şeklindedir. Kış Ayında Eylülde Başlayıp Mayısta Biten ve Haziranda Başlayıp Eylül de Biten Farlı İki Grubumuz Vardır
Güzel Sanatlar Fakültelerinde Okuyan Öğrenciler İçin Takviye Kursları Vermekteyiz. İsteyenler Okul Bittikten Sonra Yaz Dönemleri de Yada Kış Döneminde Derslerimize Katılabilmektedir.
Tarihin toplumsal üretim tarzı ve gelişmesi ile birlikte alınışı, hiç kuşkusuz, bizi geçmişin değerleriyle daha sağlıklı ilişkiler kurmaya götürmüş; «kültür mirası» sorununu yeni bir biçimde gündeme getirmiştir. Burada tek tek örnekler vermek yerinde, bu dönemin ilk kez geçmişle hesaplaşma dönemi olduğunu söyleyebilirim. Gerek tarih, ekonomi, toplumbilim ve felsefe, gerek sanat alanında pek çok ürün bu çabanın sonucudurlar. Hemen belirteyim, «kültür mirası», geçmişin kültür değerlerinin özümlenmesi olduğu kadar; kültür sürekliliğinin de ayrılmaz bir parçasıdır. Bir başka deyişle, ,kültür mirası, geçmişin kültürünün bugünün tarihsel gelişimine katılan öğelerinin, yani, toplumu ileriye doğru zenginleştirerek dönüştürmeyi amaçlayan öğelerinin özümlenmesidir. Bence, bu nedenle, geçmiş kültürümüz ve toplumun özellikleriyle daha sağlıklı bağlar kurulması demek, ileriye yönelik daha sağlıklı bir kültürün ve toplumun özelliklerinin oluşturulması demektir. Ancak böylesine bir kültür mirası anlayışı bilimsel nesnellikle, yani, toplumu dönüşüme uğratma süreci demek olan tarih bilinci ve anlayışıyla bağdaşabilir.
Tarihin toplumsal üretim tarzı ve gelişmesi ile birlikte alınışı, hiç kuşkusuz, bizi geçmişin değerleriyle daha sağlıklı ilişkiler kurmaya götürmüş; «kültür mirası» sorununu yeni bir biçimde gündeme getirmiştir. Burada tek tek örnekler vermek yerinde, bu dönemin ilk kez geçmişle hesaplaşma dönemi olduğunu söyleyebilirim. Gerek tarih, ekonomi, toplumbilim ve felsefe, gerek sanat alanında pek çok ürün bu çabanın sonucudurlar. Hemen belirteyim, «kültür mirası», geçmişin kültür değerlerinin özümlenmesi olduğu kadar; kültür sürekliliğinin de ayrılmaz bir parçasıdır. Bir başka deyişle, ,kültür mirası, geçmişin kültürünün bugünün tarihsel gelişimine katılan öğelerinin, yani, toplumu ileriye doğru zenginleştirerek dönüştürmeyi amaçlayan öğelerinin özümlenmesidir. Bence, bu nedenle, geçmiş kültürümüz ve toplumun özellikleriyle daha sağlıklı bağlar kurulması demek, ileriye yönelik daha sağlıklı bir kültürün ve toplumun özelliklerinin oluşturulması demektir. Ancak böylesine bir kültür mirası anlayışı bilimsel nesnellikle, yani, toplumu dönüşüme uğratma süreci demek olan tarih bilinci ve anlayışıyla bağdaşabilir.